27 Haziran 2012 Çarşamba

Bir İdeal ve Liderlik Örneği Olarak Alparslan Türkeş

Yine biliyorsun ki sevmedim ülküden başkasını
Başı dumanlı dağları, dolunayı, ufukları
Bir de Çankaya yokuşunda söylediğimiz marşı
Önce Allah, sonra genlerim şahit
Sevgimi üçbin yıl sonra doğacak torunuma yolluyorum
Trahomlu şairler doğruluyor masaların altından
Parmakları fahişelerin karanlık saçlarında
Benim kalemimden kan değil; süt damlıyor
Geceler boyu böyle geleceği emziriyorum
Kahrolayım; sevmedim ülküden başkasını
Bir de seni çok seviyorum

Dilaver Cebeci

                                         
Siyaset; insanoğlunun antik çağlardan beri sürdüregelir olduğu yönetim biçimleri sanatıdır. Sosyal bir varlık olarak insan, birçok konuda olduğu üzere “yönetim” hususunda da bir uzmanlaşmaya, uzmanlaşarak gelişmeye ve gelişerek ilerlemeye ihtiyaç duyar. Antik çağlarda soylular yahut kutsiyet atfedilen seçilmişler tarafından gerçekleştirilen bu eylem, günümüz modern insanına ulaşana kadar sayısı bilinmeyen adette kabuk değiştirmiştir.


Lakin siyasi literatürde bir gerçek vardır ki ilk çağlardan günümüze aynı kalabilmiş, kendisini değişimlerin içerisinde ehemmiyetinden katre yitirmeden muhafaza edebilmiştir: “Liderlik”. Lider kavramanı bir nevi felsefi kahraman kavramı(1) ile örtüştürerek tanımlayabiliriz. 2010'da elim bir kalp krizi sonucu kaybettiğimiz Filozof Durmuş Hocaoğlu konuyu bir söyleşisinde şu şekilde özetliyor. Lider; -ihtiyaç anında (ekleyen: OBÇ) -bir mille­tin, bir başka topluluğun meydan oku­masına mâruz kaldığında, varlığını ve hükümranlığını korumak için son rad­dede yapacağı sâdece ve sâdece bir tek şey bulunmaktadır: Herşeyi göze al­mak! Bu; Îsâ Nebî'nin ölüleri diriltmesi gibi, ölülere bile ruh vere­cek ve milletine herşeyi göze aldırtabilecek, sıradan insanların göğüslerinde potansiyel olarak mevcut bulunan vol­kanı indifâ ettirebile­cek karizmatik bir lider, yâni bir "kahraman"ın ortaya çıkmasıdır.(2)

Velâkin, tanımlaması gönüllerde sevinç uyandıran bu ifadelere erişebilmek, Allah (c.c)’un milletlere çokça ihsan ettiği bir şey değildir. 1916-1922 arasında Britanya başbakanlığı yapan David Lloyd George’un deyimiyle; "İnsanlık tarihi birkaç yüzyılda bir dahi yetiştirebiliyor. Şu talihsizliğimize bakınız ki dünyanın beklediği son dahi bir anda Türkiye'de çıktı. Hem de bize karşı... Elden ne gelebilirdi?". (3) Bir nevi lider, düşmanlarına bile ölümünün yıllar sonrasında dahi kendilerini saygılı bir dil kullanarak anmaya mecbur bırakan kişidir. Yabancı istihbarat birimlerinin ismini korkuyla andıklarının ispatı kitaplara sığmayan Merhum Başbuğumuz, son çeyrek asırda Avrasya coğrafyasında yukarıdaki tanımlamalarımıza uyan nadir isimlerdendir.(5)

Ülkemizin II. Dünya Savaşı sonrası karşı karşıya kaldığı Sovyet tehdidini ve bu zevatın fikirlerini anarşizm ve terör yöntemi ile ülkemizde dikte etmeye çalışanlara karşı Türk Gençliği’ni “Ülkücülük” şemsiyesinde örgütlemiş ve yeniden idealize etmiştir. Başlattığı hareket yalnızca bir tehdide karşı olmaktan ibaret değil; köklerini “Türk” adının tarih sahnesinden çıkmasından başlayarak Türk Milletinin daha iyi bir geleceğe nasıl taşınacağının felsefesini kendi tabiriyle “Türklük gurur ve şuuru ile İslam ahlak ve fazileti milletin kurtuluş ve yükselişinde temeldir. Bu mazide böyle olmuştur, gelecekte de böyle olacaktır”şeklinde ifade etmiştir.(6)Yahut ömrünü adadığı ve kutsal saydığı bizleri “Türk Milleti’ne Bizans’tan geçme bir hastalık vardır. Gevşeklik, dedikodu, fitne, fesat, terbiyesizlik birbirini beğenmemek, sır saklayamamak, rasgele laf söylemek. Bu hastalık bizde de var. Bu hastalığı tedavi edemezseniz kendinize yol seçersiniz… Her şeyden önce yüksek vasıflı Türk olmaya mecbursunuz. Türk Milleti’ni batıran, Bizans’ı batıran, Osmanlı İmparatorluğunu batıran bu hastalıktır” diyerek modern çağın çekici olduğu kadar amansız hastalıklarına karşı uyarmıştır. O’nun yetiştirdiği Ülkücü Gençlik; tehditleriyle Türk Milleti’ne kin güttüklerini gizlemeyenlere karşı hala ilk günkü mücadele azmini muhafaza etmektedir.
O, asla bir reaksiyon hareketinin öncüsü değildir. Tüm asılsız suçlamalara inat edercesine beş bin yıllık yazılı tarihe sahip "Türk Devlet Geleneği"nin devamının vücuda getirdiği bir karizmatik liderdir. Fikirleri bazı ideolojilere karşı olmaktan öte; yapıcı ve geleceğe dönüktür. Dokuz Işık adlı eseri yazıldığı günlerin şartlarında bir "doktrin olmaktan daha öte Türk Devleti için çözümler sunan" bir reçete niteliğindedir. Yahya Kemal'in belirttiği üzere "Kökü mazide âti" olmayı ömrü boyunca başarmış, hem fikir hem siyaset adamı olabilmiş bir liderdir. Gençlik sadece O'ndan değil, etrafındaki Galip Erdem ve Dündar Taşer gibi ismini burada sayamadığım birçok kimseden de ilham alarak fikir dünyalarını inşaa etmeye devam etmektedir.

Yukarıdan anlaşılacağı üzere Alparslan Türkeş ve O’nun ülküsüne inananların devri kapanmamış; aksine onlara duyulan ihtiyaç günbegün artmıştır. “Ruhsuz beden cesettir” şiarından hareketle Ülkücü Gençlik tüm olumsuzluklara ve karalamalara rağmen dimdik vaziyette; Lideri’nden devraldığı “Ruh”u yüce Türk milletini daha iyi yarınlara taşımak için şerefle zihinlerinde ve kalplerinde barındırmaktadır. Allah’tan Başbuğumuza rahmet, ülküdaşlarımıza da istikbalimiz için kuvvet diliyoruz...

Yazımızı yine O'na ait bir söz ile burada sonlandırıyoruz.
"Ben, Türk Milleti’ni, sokaklarda ıspanak fiyatına satılan demokrasiye, rüşvet ve hile ile çiğnenen, çiğnetilen hukuk düzenlerine, ahlaktan mahrum bir hürriyete, tefeciliğe, karaborsaya yer veren bir iktisadi yapıya çağırmıyorum. Türklük gurur ve şuuruna, İslam ahlak ve faziletine, yoksullukla savaşa, adalette yarışa, birliğe, kardeşliğe, kısacası Hak yolu, hakikat yolu, Allah Yolu’na çağırıyorum. Hareketin adını isteyenlere açıkça ilan ediyorum : Yeniden maneviyata dönüş...."(7)

Allahû Âlem. (En doğrusunu Allah bilir.)

KAYNAKÇA
1- Ayrıntı için Victor Hugo, Hegel ve Carlyle'ın ideal kahraman tipine uygun “lider” kelimesine de burada örtüştüğümüz tasvirleri vardır...
2- Kaynak: http://www.durmushocaoglu.com/dh/yazi.asp?yid=5560536
3- Kaynak:http://tr.wikipedia.org/wiki/Lloyd_George#T.C3.BCrkiye.27ye_kar.C5.9F.C4.B1_tavr.C4.B1
5- http://www.kitapyurdu.com/kitap/default.asp?id=115014
6- Alparslan Türkeş, Temel Görüşler, İkinci Baskı, İstanbul 1975, s.2
7- Alparslan Türkeş, 9 Işık, s. 187

http://www.uskudarcevresi.com/2012/06/bir-ideal-ve-liderlik-ornegi-olarak.html

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder