galip erdem etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
galip erdem etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

22 Nisan 2016 Cuma

Galip Ağabey'e Sesleniş!..

Sevgili ve Muhterem Galip Ağabey;

Seni tanıyacak yaşta değildik, affeyle. Hoş, tanışma fırsatımız da olsa üzerimizde kısa donlarımızla muhtemelen sakallarını çekiştirir, gözlüklerine ilişmeye kalkışırdık. Lakin seni, sana hürmet eden büyüklerimizi dinledik. Biz de onlar gibi hürmet duyduk gıpta ettik.

Biz bazen sana küstük,
Bazen birbirimize;
Sen hiç birimize küsmedin
Sen kimseye küsmediğin için
Biz hep bir aradaydık belki de[1]

30 Haziran 2014 Pazartesi

Çağhan Sarı - Hoşbulduk, Görev Süresi Uzatılması Hakkında Tarihten Anekdot

Yakın bir zamana kadar ihmal ettiğim bir vazifeye memur olma kararını sevgili dostum O. Berat Çelebi'nin ikazı sonucunda aldım. Sevgili arkadaşlar, bugünden itibaren buradan size seslenebilme imkanına mazhar oluyorum. Evet. Aklıma Galip Erdem geliyor. Nitekim bu gün kayıtsız şartsız görüşlerin altına imza atabilme 'lüksü' yıllar  geçtikçe azalıyor. Fanatizmin girdabındakiler ayrı tabi. Kayıtsız şartsız görüşün altına imza atabilme fanatizm gereği değilse ERDEM'in Galip gelmesindendir.

Galip Erdem ilk yazılarını kaleme alacağı vakit, köşesinden okurlarına bir söz verdi. Okurlarına inandığı şeylerin hepsini yazamayabileceğini ama inanmadığı hiç bir şeyi yazmayacağını söyledi. Gel de bu sözün altına imza atma. Bilmiyorum onu sevmekten başka neler yaptım. Ama en azından onun bu ilkesine sonuna kadar bağlı kalma yemini ile hoş bulduk diyorum.

6 Eylül 2013 Cuma

Devlet Babanın Metruk Çocukları



Vatan namustur, kaderine terk edilemez.
Gazi Mustafa Kemal

Galip Erdem, 80 Darbesi mahkemeleri görülürken hiç yapmadığı mesleğini; avukatlığını hatırlamış ve cübbesini giymiş. Ötüken Yayınlarından çıkan "Ülkücünün Çilesi" kitabında O'nun kaleminden çıkan her biri ciddi bir zeka ürünü yazıları okurken benim de bir "öğretmen" olduğum aklıma gelmiş olmalı ki eğitim hakkında bir yazı yazmaya "besmele" çektim. 

Eğitim hadisesi Türkiye'mizde bir hayli bir kurcalanan, önceleri her hükümet dönemi; kelimenin manasını yanlış idrak etmiş olacağız ki bir kez tadil edilen bir meselemizdi. Artık bu "tadilat" fecaatte kendini bir safha daha ileri götürmüş ve her bakan değişiminde bir eğitim sistemi değiştirir hale gelmiş durumdayız. Öyle ki Tanzimat'tan bu yana eğitim sistemimiz 90'dan fazla kez değişmiş ve değişim sayısı 100'e yaklaşmıştır. 

5 Haziran 2013 Çarşamba

Bu Yazı Canınızı Sıkabilir, "Dikkat! Eleştiri İçerir."

Malum gündem oldukça kalabalık ama farklı bir yazı yazmayı daha faydalı buldum. Biraz can sıkacağımı ve karşı eleştirilere de hedef olacağımı biliyorum. Genel manada 40 yaşın üzerindeki Türk Milliyetçileri kendilerini güncelleyemediklerine dair eleştiri oklarına hedef oluyorlar. Ağabeylerimize biraz da ben yükleneyim istedim. Genel yargılama aksiyon kaybı üzerinden yapılıyor.

80 öncesi dönemle karşılaştırıldığında hem yaşın hem de yaşanan şartların ortaya çıkarmış olduğu şartlar nedeniyle bir aksiyon kaybı yaşandığını inkar edemeyiz. Ancak orta yaşlı ağabeylerimizin tek kusuru aksiyonlarını kaybetmek olmamıştır. Günün gereklerini, anlam ve şartlarını maruz kaldıkları sıkıntılar nedeniyle anlamaya çalışırken bazı güçlükler çekmişler ve bu güçlükleri gün geçtikçe dozunu arttırmıştır. Bu durumlar kabul edilebilirliğin ve tolere edilebilirliğin üzerinde neticeler doğurmuştur.Üniversitede yanında evlenmek üzere olduğu kız sözlüsü ile gördüğü Ülkücü'ye dahi "tabiri caizse" ayar vermeye kalkışan ağabeylerimiz var bizim. Çünkü Ülkücü onların devrinde aşık olma lüksüne bile sahip değildi. Belki bunu kendileri o dönem içerisinde çok sorgulama fırsatı edinemediler. Ancak bu şartlar ihtilalin tam 30 sene sonrasında yaşayan ülkücülere dikte etmeye çalışılmasının çok anlaşılır olduğunu söyleyemeyeceğim.

27 Haziran 2012 Çarşamba

Bir İdeal ve Liderlik Örneği Olarak Alparslan Türkeş

Yine biliyorsun ki sevmedim ülküden başkasını
Başı dumanlı dağları, dolunayı, ufukları
Bir de Çankaya yokuşunda söylediğimiz marşı
Önce Allah, sonra genlerim şahit
Sevgimi üçbin yıl sonra doğacak torunuma yolluyorum
Trahomlu şairler doğruluyor masaların altından
Parmakları fahişelerin karanlık saçlarında
Benim kalemimden kan değil; süt damlıyor
Geceler boyu böyle geleceği emziriyorum
Kahrolayım; sevmedim ülküden başkasını
Bir de seni çok seviyorum

Dilaver Cebeci

                                         
Siyaset; insanoğlunun antik çağlardan beri sürdüregelir olduğu yönetim biçimleri sanatıdır. Sosyal bir varlık olarak insan, birçok konuda olduğu üzere “yönetim” hususunda da bir uzmanlaşmaya, uzmanlaşarak gelişmeye ve gelişerek ilerlemeye ihtiyaç duyar. Antik çağlarda soylular yahut kutsiyet atfedilen seçilmişler tarafından gerçekleştirilen bu eylem, günümüz modern insanına ulaşana kadar sayısı bilinmeyen adette kabuk değiştirmiştir.