james watson etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
james watson etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

23 Mart 2023 Perşembe

Bilgisayarlar Neden Kendilerini Daha Akıllı Hale Getiremeyecek?


"Tekillik" için korkuyor ve özlem duyuyoruz. Oysa muhtemelen hiçbir zaman gelmeyecek.

On birinci yüzyılda Canterbury'li Aziz Anselm, Tanrı'nın varlığına dair kabaca şöyle bir argüman öne sürmüştür: Tanrı, tanımı gereği, hayal edebileceğimiz en büyük varlıktır; var olmayan bir Tanrı, var olan bir Tanrı kadar büyük değildir; ergo, Tanrı var olmalıdır. Bu, ontolojik argüman olarak bilinir ve bunu ikna edici bulan o kadar çok insan vardır ki, yaklaşık bin yıl sonra bile hala tartışılmaktadır. Ontolojik argümanı eleştiren bazı kişiler, argümanın esasen bir varlığı tanımladığını ve tanımların bu şekilde işlemediğini iddia etmektedir.

24 Ekim 2013 Perşembe

Alıntı: Francis Fukuyama – İnsan Ötesi Geleceğimiz, Biyoteknoloji Devriminin Sonuçları

Yeter: Politkanın farklı bir anlamının olacağı bir dönem geliyor.
Nietzsche – Güç İstenci, Bölüm 960

Biyoteknoloji konusunda bir kitap yazmak geçen yıllarda özellikle kültür ve ekonomi konularıyla ilgilenmiş olan bir kişi için oldukça büyük bir adım sayılırsa da, aslında bu çılgınlığa belirli bir yöntem ile ulaşılmıştır.

1999 yılının başlarında The National Interest’in editörü olan Owen Harries benden on yılın ardından ilk olarak 1989 yazında yayımlanmış olan “Tarihin Sonu Mu?” başlıklı makaleme “retrospektif” yazmamı istedi. Sözü edilen makalemde, tarihin 1806’da sona erdiğini söylerken Hegel’in haklı olduğunu iddia etmiştim; çünkü tarihte Hegel’in Napolyon’un Jenna Savaşı’nda kazandığı zafer sayesinde pekişmiş olduğunu ileri sürdüğü Fransız Devrimi’nin ilkelerinin ötesine geçmeyi başaran önemli politik bir gelişme yer almamıştır. Komünizm’in 1989’daki çöküşü, küresel anlamda liberal bir demokrasiye doğru daha geniş kapsamlı bir yönelimin yalnızca habercisiydi.