retrospektif etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
retrospektif etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

24 Ekim 2013 Perşembe

Alıntı: Francis Fukuyama – İnsan Ötesi Geleceğimiz, Biyoteknoloji Devriminin Sonuçları

Yeter: Politkanın farklı bir anlamının olacağı bir dönem geliyor.
Nietzsche – Güç İstenci, Bölüm 960

Biyoteknoloji konusunda bir kitap yazmak geçen yıllarda özellikle kültür ve ekonomi konularıyla ilgilenmiş olan bir kişi için oldukça büyük bir adım sayılırsa da, aslında bu çılgınlığa belirli bir yöntem ile ulaşılmıştır.

1999 yılının başlarında The National Interest’in editörü olan Owen Harries benden on yılın ardından ilk olarak 1989 yazında yayımlanmış olan “Tarihin Sonu Mu?” başlıklı makaleme “retrospektif” yazmamı istedi. Sözü edilen makalemde, tarihin 1806’da sona erdiğini söylerken Hegel’in haklı olduğunu iddia etmiştim; çünkü tarihte Hegel’in Napolyon’un Jenna Savaşı’nda kazandığı zafer sayesinde pekişmiş olduğunu ileri sürdüğü Fransız Devrimi’nin ilkelerinin ötesine geçmeyi başaran önemli politik bir gelişme yer almamıştır. Komünizm’in 1989’daki çöküşü, küresel anlamda liberal bir demokrasiye doğru daha geniş kapsamlı bir yönelimin yalnızca habercisiydi.

2 Ekim 2013 Çarşamba

Mehdîlik Problematiği

İslâm'ın sona ermezliğine, tükenmezliğine mukabil Müslümanlık(lar)ın sona erebileceğini, tükenebileceğini ve işbu 'sona erme'nin de külliyen ifnâ olma – innihaliton- değil fonksiyonelsizleşme anlamında kullanıldığına tekrar vurgu yapmak ve bunun sebebinin de İslâm'ın 'numena'sının, Hristiyanlık'tan farklı olarak, elimizi uzattığımızda elimize değecek kadar yakın olduğunu hâtırlatmak istiyor ve devam ediyorum: Biz tükenişin acısını bugün hissediyoruz – gerçekten hissediyor muyuz sâhi; ben hiç de öyle düşünmüyorum – ama tükenişin başlangıcı yeni değil, eski ve hattâ çok eski ve esâsı da, ana hatlarıyla hulâsa edilecek olursa, "dünyaya sırtını dönmek"ten ibârettir.
Durmuş Hocaoğlu[1]
Üst not: Böyle bir yazı yazmanın hem hassas hem de boyumu aşan bir hadise olduğunun farkındayım. Yazıdaki hatalar şimdiden affola...