çeğen tepesi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
çeğen tepesi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

9 Eylül 2014 Salı

Oğuzhan Yücel - Ayrılık Mı, O da Ne?



”Ben ayrılığı aşamıyorum, ayrılık beni aşıyor. Ayrılığa inanmıyorum. Ayrılık kuru bir vehim, ayrılan kim, ayıran kim? Birliğimiz gerçekse bir noktadır yedi iklim. Ayrılık yalan, uymuyor gönül dibime, birliğimiz gerçekse sığmayız yedi iklime. İkiliği çok biliriz, yalnızlığı yük biliriz, birliğimiz gerçekse ayrılığı yok biliriz.”

Evet, öyle diyor şair. Ne kadar da doğru söylüyor. Tarih bir tek devletlerin savaşından, kuruluşundan, yıkılışından ibaret değildir. Nice büyük aşklar vardır tarihin örtüsünün altında. Nice büyük ayrılıklar vardır tarihin boğazına düğümlenen, bağrını sızlatan nice büyük ayrılıklar… Sevdasıyla mı diyelim ayrılığıyla mı diyelim, bence her ikisiyle de son döneme damgasını vuran bir aşık vardır: İsmail Enver. Nam-ı diğer Enver Paşa.

29 Ağustos 2014 Cuma

Bu Bir "Enver Paşa" Yazısıdır...

“Vardar kapısından çıkarken nişanlarımı söktüm. 
Biraz üzgündüm. Bütün eski hayallerim, 
iyi,  büyük bir asker olmaktı. 
Hâlbuki şu andan itibaren artık bir hiçtim. 
Kim bilir nerde ve hangi kurşunla vurularak, 
kim bilir nerelerde kalacak ve 
asi diye köşeye atılacaktım.”
Binbaşı Enver

Bu sözleri âşık olduğu vatanını yapışan emperyalistlerden kurtarmak için ilk hamleyi yaptığında söylemişti rahmetli Paşa Hazretleri. Bu cümlelerde sözde vatanseverlerin hiçbir zaman bırakamadığı makam hırsını ve parlak bir geleceği elinin tersiyle iten inancın sağlamlığı var. Bu sözlerde sağda solda bir elinde nargile olan, öbür elindeki en pahalı fincanlarla çay içip göbeğini kaşıyıp sözde vatan kurtaranların yüzsüzlüğü var, tembelliği var, ihaneti var…Bu sözlerde laf yok icraat var…