Yazımızın birinci bölümünde Mustafa Kemal Atatürk, İsmet İnönü, Celal Bayar ve Cemal Gürsel’in cumhurbaşkanlığı seçimlerini ele almıştık. Bu yazıda beşinci cumhurbaşkanlığı seçimine uzanacağız. 1966 yılının başlarında Cemal Gürsel’in sağlık durumu git gide bozulmaya başladı. Rahatsızlığının düzelmemesi üzerine Amerika Birleşik Devletleri’nde tedavi edilmesi gündeme geldi. ABD Başkanlığı uçağı ile yurttan ayrıldı. İlk birkaç gün tedavinin iyi gitmesine rağmen göstergeler tersine döndü. Gürsel komaya girdi. Bu kez kendi toprağında vefat etmesi fikri kabul gördü. Gürsel ağır bir atmosferde ülkeye geri getirildi ve havalimanından ambulansla hastaneye taşındı. Artık cumhurbaşkanlık vazifesini bozulan sağlığı gerekçesiyle sürdüremeyeceği otuz sekiz imzalı bir doktor raporu ile resmileşti. Türkiye derhal cumhurbaşkanlığı seçim sürecine girdi.
cumhurbaşkanlığı seçimleri etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
cumhurbaşkanlığı seçimleri etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
25 Temmuz 2014 Cuma
5 Temmuz 2014 Cumartesi
Çankaya Yolunda Krizlerin Tarihi -1-
Türkiye Devleti’nin şekli Cumhuriyet’tir ilanından 15 dakika sonra devletin ilk cumhurbaşkanı Mustafa Kemal oy birliği ile seçilmişti. İlk cumhurbaşkanının seçiminde bir demagoji, tartışma olması beklenemezdi. Nitekim tıpkı devlet fiilen cumhuriyet olarak yürümekte olduğu gibi meclis başkanı Mustafa Kemal de fiilen devlet başkanlığında idi. Ancak bu yıl on ikincisi seçilecek olan cumhurbaşkanlığı seçimleri, ilkinden sonra daima hep tartışma ile geçti. Bazen bir darbe döneminin sona erişi olarak gerçekleşti. Bazense darbecilerin meşruiyet kazandırma nedeni, cumhurbaşkanlığı seçilmeyişi oldu. Şimdi biz bu yazıda ikinci cumhurbaşkanından başlayıp Sunay’ın seçimine kadar geleceğiz.
30 Haziran 2014 Pazartesi
Çağhan Sarı - Hoşbulduk, Görev Süresi Uzatılması Hakkında Tarihten Anekdot
Yakın bir zamana kadar ihmal ettiğim bir vazifeye memur
olma kararını sevgili dostum O. Berat Çelebi'nin ikazı sonucunda aldım.
Sevgili arkadaşlar, bugünden itibaren buradan size seslenebilme imkanına mazhar
oluyorum. Evet. Aklıma Galip Erdem geliyor. Nitekim bu gün kayıtsız şartsız
görüşlerin altına imza atabilme 'lüksü' yıllar
geçtikçe azalıyor. Fanatizmin girdabındakiler ayrı tabi. Kayıtsız
şartsız görüşün altına imza atabilme fanatizm gereği değilse ERDEM'in Galip
gelmesindendir.
Galip Erdem ilk yazılarını kaleme alacağı vakit,
köşesinden okurlarına bir söz verdi. Okurlarına inandığı şeylerin hepsini
yazamayabileceğini ama inanmadığı hiç bir şeyi yazmayacağını söyledi. Gel de bu
sözün altına imza atma. Bilmiyorum onu sevmekten başka neler yaptım. Ama en
azından onun bu ilkesine sonuna kadar bağlı kalma yemini ile hoş bulduk
diyorum.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)