Malum gündem oldukça kalabalık ama farklı bir yazı yazmayı daha faydalı buldum. Biraz can sıkacağımı ve karşı eleştirilere de hedef olacağımı biliyorum. Genel manada 40 yaşın üzerindeki Türk Milliyetçileri kendilerini güncelleyemediklerine dair eleştiri oklarına hedef oluyorlar. Ağabeylerimize biraz da ben yükleneyim istedim. Genel yargılama aksiyon kaybı üzerinden yapılıyor.
80 öncesi dönemle karşılaştırıldığında hem yaşın hem de yaşanan şartların ortaya çıkarmış olduğu şartlar nedeniyle bir aksiyon kaybı yaşandığını inkar edemeyiz. Ancak orta yaşlı ağabeylerimizin tek kusuru aksiyonlarını kaybetmek olmamıştır. Günün gereklerini, anlam ve şartlarını maruz kaldıkları sıkıntılar nedeniyle anlamaya çalışırken bazı güçlükler çekmişler ve bu güçlükleri gün geçtikçe dozunu arttırmıştır. Bu durumlar kabul edilebilirliğin ve tolere edilebilirliğin üzerinde neticeler doğurmuştur.Üniversitede yanında evlenmek üzere olduğu kız sözlüsü ile gördüğü Ülkücü'ye dahi "tabiri caizse" ayar vermeye kalkışan ağabeylerimiz var bizim. Çünkü Ülkücü onların devrinde aşık olma lüksüne bile sahip değildi. Belki bunu kendileri o dönem içerisinde çok sorgulama fırsatı edinemediler. Ancak bu şartlar ihtilalin tam 30 sene sonrasında yaşayan ülkücülere dikte etmeye çalışılmasının çok anlaşılır olduğunu söyleyemeyeceğim.