Üst not: Alev Hoca'nın "Saçaklı Mantık" üzerine kaleme almış olduğu yazıların biraz kafasını gözünü kırarak "tek bir makale" haline getirmeye çalıştım. Kendisi görürse "Çocuk, sen ne yaptın böyle?" derdi diye tahmin ediyorum...
Bart Kosko adında bir adamla tanıştım. 1993 olmalı, 33 yaşındaydı. Genç adam, “Bir gün bilimin doğru olmadığını öğrendim!” diye başladı,
Bart Kosko adında bir adamla tanıştım. 1993 olmalı, 33 yaşındaydı. Genç adam, “Bir gün bilimin doğru olmadığını öğrendim!” diye başladı,
“Gününü hatırlamıyorum ama dakikasını hatırlıyorum. Yirminci yüzyılın Tanrısı, bundan böyle tanrı değildi! Bir yanlışlık vardı ve bilimle uğraşan herkes bu hatayı yapıyordu. Bir şey ya doğrudur ya da yanlış diyorlardı. Neyin doğru, neyin yanlış olduğundan her zaman emin olamıyorlardı. Emin oldukları tek şey vardı, o da bir şeyin ya doğru ya da yanlış olduğuydu. Çimenin yeşil olup olmadığını, atomların titreşip titreşmediklerini ya da Maine Eyaleti’ndeki göllerin sayılarının tek mi çift mi olduğunu söyleyebiliyorlardı. Bu iddiaları matematik ya da mantıktaki iddiaları gibi kesin iddialardı. Tümüyle doğru ya da tümüyle yanlış. Siyah ya da beyaz. 1 ya da 0.