31 Ocak 2014 Cuma

Unutulacaksın Mehmed'im


Durmuş Hocaoğlu’ndan tarafından yazılmış gidişat hakkında şiddetli bir uyarıyı benim eklediğim "Unutulacaksın Mehmed'im" ekleri ile metni aşağıda bulabilirsiniz:

Eğer bu alçak manevra tutarsa, unutulacaksın Mehmed'im;

29 Ocak 2014 Çarşamba

Durmuş Hocaoğlu'na "Sagu"

Durmuş Hocaoğlu

"Kıyamet gününde âlimlerin mürekkebi ile şehitlerin kanı tartılır, âlimlerin mürekkebi şehitlerin kanından ağır gelir." - Hadis-i Şerif 

28 Ocak 2014 Salı

Ülkücü Kardeşlerinden MHP'lilere Manifesto

Çinlinin tatlı sözüne, yumuşak ipeğine aldanıp, 
Türk Milleti, çok çok öldün! 
Böyle giderse, daha da öleceksin!...
- Orhun Yazıtları

Değerli Ağabeylerim, Kıymetli Büyüklerim;

Bilirim ki beni çok toy, çok tecrübesiz görürsünüz. Hakkınızın olmadığı yerler de yok değildir. Biraz haytalık yanımız da yok da değil hani. Kanımız kaynar, memleket adına bir an evvel bir şeyler yapmak isteriz karınca kararınca...

27 Ocak 2014 Pazartesi

Türk Ocağı Durmuş Hocaoğlu Anma Konuşması v1.2


Üst not: İlk versiyondaki metin konuşma hazırlarken kullanmış metin olduğumdan ötürü; dipnotlar konulmamış ve yazı düzenine riayet edilmemiştir. Bu nedenle bazı ufak eklemeler yaparak versiyon 1, tashih edilerek versiyon 1.1 olarak gözden geçirilmiş ve gerekli düzeltmeler yapılmıştır. Versiyon 1.2'de ise metne müdahale edilmedi. Noktalama işaretleri ve paragrafların ihtivası gözden geçirildi.

 Eğer halen bazı eksiklikler ve hatalar var ise, bu metnin; Durmuş Hocaoğlu tarafından kaleme alınmamış olmasından ötürüdür.

Affola...

Konuşma Metni:

Yer: İstanbul, Çemberlitaş
Tarih: 27.01.2014, Pazar
Öncelikle hepiniz hoş geldiniz.

Geçtiğimiz haftalarda bugün idrak etmiş olduğumuz “Milliyetçi Fikir Sempozyum Serisi”nin ilkinde konuşmak Barış Onur SARGIN beyefendinin Kültür Ocağı Vakfı’na (KOCAV) götürdüğü teklif üzerine vakıf yetkilim İbrahim BİZ beni aradı ve Türk Ocağı’nda bugün, burada ve bu konuşmayı yapmamı talep etti. Açıkçası konuşma yapmayı hiç düşünmeden kabul ettim. Bunda Türk Ocağı’nın isminin ve Hocam ile alakalı gerek anıları ve gerekse kendi dilinden “Durmuş Hocaoğlu” düşüncelerini paylaşacak olmanın etkisi büyüktü.

Konuşmaya Üsküdar Çevresi internet sitesinin (www.uskudarcevresi.com) manifestosunda da yer alan birazdan okuyacak olduğum metin ile başlamak istiyorum. [1]

21 Ocak 2014 Salı

Şehid Oğlunun Kabrini Terketmeyen Baba

Türk var mıdır, yok mudur tartışmaların içerisinde en güzel cevap:

Alın işte: Sadık Tokat ve karısı Huriye Tokat tüm dünyaya yetecek kadar asırlar boyu yetecek kadar hem kültürel hem de ırki manada Türk'tür. Bu ülkede futboldan, iktidar kavgalarından ve magazinden daha önemli kavramların varlığını umarım bir gün layık-ı veçhiyle idrak edilecektir.

Kaynak: http://www.ensonhaber.com/yillardir-sehit-oglunun-mezarinda-nobet-tutuyor-2013-12-12.html

Bunu antropologlar, demagoglar ve kalemşörler kavrayabilir mi, bilemiyorum.


20 Ocak 2014 Pazartesi

Ağla Karanfil... Unutulmuş 20 Yanvar

"Bize hiç kimse azatlık vermedi. 
Biz azatlığımızı şehidlerimizin kanı ile aldık." 
Ebulfeyz Elçibey

AĞLA KARANFİL!

Azerbaycan derd içinde boğulmuş
Sevenleri diyar diyar kovulmuş
Ağla şair, ağla yurdun dağılmış
Nerde kopuz, nerde kırık keman hey!
Nerde büyük vatan, nerde Turan hey!..

-20 Yanvar ve Hocalı’da solan karanfillerin aziz hatırasına ithaf olunur-

28 Mayıs 1918’de ilk bağımsız Türk cumhuriyetini ilan eden Azerbaycan Türkleri 1920’ye kadar büyük bir direniş göstermiş ancak yoğun Sovyet baskısı karşısında yenik düşmüşlerdir. Azerbaycan bu tarihten 20.yüzyılın sonlarına kadar Sovyetler Birliği’nin bir parçası olarak kalmıştır.

2 Ocak 2014 Perşembe

Türk Tarihçiliğinin Paradoksu


Bir arkadaşım bir akademisyenin mini-makalesinden hareketle Kimmerlerin Türk olduğunu savunmuş, O'na istinaden yazılmış cevabımdır:

Genel olarak tarihçilerimizin, tarih disiplini tahsili dışından biri olarak metodolojik olarak düştüğünü düşündüğüm bir hata diyemesem de istemsiz kusurun mevcudiyetini düşünüyorum.

Türk kelimesi malumdur ki İsa Nebi'nin doğumun öncesine rastlanan bir isimlendirme. Kısaca tarih ders kitaplarımızda bilinen en eski hükümdarı Tuman'dan (bize daha çok Teoman diye öğrettiler.) beri bu isimlendirme var. O'nun oğlunu biz Çinliler tarafından Mao-tun olarak isimlendirildiğini ve Kür - Şad'ın amcası olan ve Atsız'ın Kara Han olarak isimlendirmeyi tercih ettiği hükümdarın ismine Kieli olarak rastlarız. Büyük ölçüde Türk isimlerinin Çinlilerce anlaşıldığı üzere ve Çin yazısının el verdiği ölçüde yazıldığı açık. Çinliler tarihin en erken dönemlerimden beri yazmışlar, yazmışlar ve yazmışlar. Daha önemlisi de muhafaza da etmesini bilmişler. Fakat Çinlilerin tarihe "ASIMILASYON" ve "BÖL, PARÇALA,YÖNET" gibi kavramların mucidi olmak gibi önemli(!) bir katkısı olmuştur. Demem o ki Çinlilerin tarihçiliğine ancak bir Çinli gözünden bakıldığından işlevsellik arz eder.