12 Nisan 2018 Perşembe

Facebook'tan Daha Büyük Bir Tehdidi Tanımak İster Misiniz? "Palantir"

Philip K. Dick[1] uyarlaması olan ve 2002 yılında çekilen Azınlık raporu[2]-[3] isimli filmde Tom Cruise[4] suç öncesi isimli bir bölümde polis memuru olarak çalışıyordu. Prekog isimli mutantların duygusal görülerine dayanarak suç, daha işlenmesinin öncesinde öngörülüyor ve güvenlik birimleri olay yerine intikal ederek tutuklamaları daha suç işlenmeden gerçekleştiriyordu. Suç sadece onları işleyenlerin düşüncelerine dayanıyordu.

Palantir[5][6], Azınlık raporunu gerçeğe dönüştüren CIA[7] tarafından destekli bir teşebbüs. Kimsenin varlığını bilemeyeceği kadar güçlü bir konumda.  Herhangi bir ofisi yok, yerine SCIF dedikleri hassas bölümlendirilmiş bilgi tesisi” kullanıyor. Palantir yapısı için “bilgi sızdırma girişimlerine karşı dirençli olmalı” der. Ağ, kamusal internetten bilgi sızıntılarından korunulmak adına ayrıştırılmalıdır.

Palantir savunma sistemleri ileri düzey biyometrik sistemleri barındırır; radyo frekansı, telefon ve internet sinyallerini geçirmeyen duvarlar ile örtülüdür.  Veri depolaması blok zincire[8] dayalıdır. Herhangi bir karmaşık hacklenme tehdidinden uzaktır, blok zinciri tarafından güvence altına alınan birbirinden bağımsız düzinelerce ünite tarafından tahsis edilen özel bir geçici kodlara ihtiyaç vardır.

Palantir neyi korur? Palantir JRR Tolkien[9]’e ait Yüzükleri kitabında adı geçen karanlık kristal küredir. Saruman küre sayesinde kör edici bir ışıkta ve karanlıkta görebiliyordu. Palantir, kelime anlamı olarak “uzaktan görebilen” manasına gelir. Kadir-i mutlaklığın mitolojik bir aracıdır.

2004 yılında Paypal şirketinin kurucusu, Facebook yatırımcısı ve sonradan Trump destekçisi Peter Thiel[10]-[11] yanında Nathan Gettings, Joe Lonsdale, Stephen Cohen ve Alex Karp ile bir araya gelerek Palantir’i yaratmıştır. Dikkatlerini büyük veri ile gidilmesi cesaret istenen bir noktada şirketi odakladılar. 2013 yılında Palantir’in CEO’su Karp, firmasının herhangi şeffaflık iddiasında olmayacağını söyledi. Bu türdeki bir çalışmanın kamuya açık bir şekilde yürütülmesinin çok zor olduğunu sebep olarak gösterdi.

Palantir her şeyi izler ve durdurması gereken her şeyi önceden öngörmeye çalışır. Müşteri listelerinde[12][tamamı ABD’ye ait olan] CIA, NSA(Milli Güvenlik Birimi), FBI, CDC[13] (Hastalık Kontrol Merkezi), deniz piyadeleri, hava kuvvetleri, özel operasyonlar merkezi, askeri okullar ve milli gelirler idaresi bulunmaktadır. İş listesinin yüzde 50’sşi kadarı kamu sektörü ile ilgili ve Q-Tel CIA’in girişimcisi olarak erken yatırımcılar arasında idi.

Palantir herkesi takip ediyor. Potansiyel teröristlerden dolandırıcılara, çocuk satıcılarından huzur bozucu olarak adlandırdıkları herkese…  Fakat takiplerin tamamı algoritmalar tarafından yapılan öngörülere dayanıyor. Bernie Mardoff[14], Palantir yardımı ile mahkûm edilmiştir.

Irak’ta Pentagon[15] Palantir yazılımını yol kenarına döşenmiş bombaları ve bomba tetikleyicisi olarak kullanılan garaj kapısı kumandalarını öngörmek için kullandı.

Palantir sayesinde deniz piyadeleri uzak merkezlerden DNA örneklerini internet aracılığıyla aktarabildi ve parmak izleri ve DNA kanıtları ile delil toplayabildi. Alınan neticeler ise neredeyse eş zamanlı idi.

Palantir olmaksızın, şüpheliler zaman içinde farklı yerlere ilgili birimlerin haberi olmadan gidebilirdi. Şimdiye kadarki en karmaşık veri madenciliği yöntemleri ile Palantir geleceği, saniyeler ya da yıllar kapsamında öngörebilir.  NEK İleri Güvenlik Grubu adına Afganistan’da görev yapmış eski bir deniz piyadesi olan Samuel Reading’in beyanına göre “akla hayale gelebilecek tüm analitik araçların bir kombinasyonu, alanınızdaki tüm kötü adamları tanıyabilirsiniz”.

Palantir, Amerikan hükümetinin kalbi, fakat diğer açıdan bir Metropolis[16]-[17]. Koruma fonları, bankalar ve finansal şirketler için analitik araçlar sağlar.

Palantir küresel gözetlemelerini ve veri merkezli savaşını Pentagon’a sunmuyor. Aynı zamanda Wall-Street için çalışıyor. Palantir, kesinlikle Yüzüklerin Efendisi’ndeki Saruman’ın gören gözüne benzer devasa dijital bir göz.

Şikago ve Los Encılıs sokakları Philip K. Dick tarafından yazılan geleceğe çok daha yakın. Bahsi geçen filmde Orwellyen[18] düşüncedeki bir polis devletinde suç oranları sıfıra düşüyor ve sadece suç işleme düşünesi ile binlerce birey hapse atılıyor.

Tom Cruise yaptığı işin ahlaki boyutunu sorgulamaya başladığında, bu hadiseyi üstleri tüm programa dair bir tehdit olarak görüyor. Tehditten kurtulabilmek adına, Cruise’e ait geçmişin izlerini de kullanarak bir cinayet tasarlıyorlar. Final sahnesinde programın başındaki karakter, kamu yararı için bazı fedakârlıkların yapılabileceğine dair bir açıklamada bulunuyor.

Azınlık raporu için 2054 yılı tahmin edilmiş, fakat Palantir günümüzde mevcut ve operasyonel. Los Encılıs polis teşkılatı şüphelileri belirleme için Palantir’i kullanıyor. Palantir polis teşkılatı ile yapmış olduğu bu işbirliğini “durumsal farkındalığı geliştirme ve gerçek zamanlı olarak suça karşı koyma” olarak niteliyor.

Algoritmalar daha önce suç işlenen yeri ve zamanı geçmişe dayalı olarak analiz ederek polise muhtemel sorunlu mahalleri sunuyor. Milli Bilimsel Kuruluş’a ait 2013 tarihli öngörüsel polislik adlı videoda bir polis memuru, suç işlenmesinin öncesinde nasıl ilgili sunulan haritaları kullandıklarını anlatıyor[19].

Ordusal çaptaki küresel çaptaki teknoloji Felluce’den sonra Los Encılıs’ta uygulandı. Öngörüsel polislik, yasa dışı araç kullanımı ve basit suçlar için algoritma ve teknikler Irak’ta elde edilen örüntüler kullanılarak tekrar düzenlendi.

Genç siyahi bireyler ve polis arasında “savaş alanı” tabiri kullanıldığında, bu nadiren Amerikan Orduu tarafından kullanılan savaş taktiklerin kullanılacağı manasına gelir. Öngörüsel polislik, son dört yıldaki silahsız siyahilerin polis tarafında vurulması salgınına kaynaklı bir ayaklanmaya karşı koyma taktiği mi[20]?

Bir tartışmaya göre suç öncesi algoritmalara göre beyaz ya da siyahi olmanın polis tarafından hedef alınmak için yeterli bir sebep değil. Öngörüsel polislikle Amerikan şehirleri askeri bir hale geliyor. Tansiyonun yüksek olduğu ve polisliği daha zor olduğu bölgelerde şüpheye ve korkuya dayalı bir kültürü yükseltiyor. Algoritma kendi başına tansiyonu yükseltmeye, bir barut fıçısının ateşleyerek polisin durumunu daha da kötüleştirmeye kadir.

Ana Muniz isimli aktivist ve araştırmacı Inglewoord merkezli gençlik adalet koalisyonunda çalışıyor. LA haftalık’a verdiği röportajda[21] “Polis ve asker arasındaki sınırlar bulanıktır. Ordu bölgeyi, harici düşmanlardan korur, bu polisin işi değildir. Polis kendi vatandaşlarını düşman olarak görmemeli” diyor.

2010 yılında, Los Encılıs polis teşkılatı Jordan Downs’a ait gözetleme kameraları ile donatılmış sosyal konutlar projesini hayata geçirmek için Motorola ile bir ortaklığı açıkladı. 2013’te CCTV kameralarına yüz tanıma algoritmalarının şüphelileri raporlamak üzere Sen Fernando Vadisi’nde uygulandığı açıklandı.

Veri, eski önyargıları güçlendirmek için yeni yöntem haline geldi. Bu analitiklere dair eleştiri polisin suç öncesi bir zihin yapısı ile şahsın suça ilişkin bağı olduğuna dair bir yargı ile gelişine dair ana dairdir. Kaderin mühürlenmiştir.

2013’te TechCrunch, Palantir hakkında Şikago ve Los Encılıs teşkılatlarından sızdırılmış bir raporu yayınladı. Los Encılıs polis teşkilatından Teğmen Peter Jackson[22]’a göre “Dedektifler Palantir’in sağladığı tipteki verileri seviyor. Daha önce yapamadıklarını şimdi yapabiliyorlar.

Palantir son derece gizli tutuluyor. Gerçek zamanlı dünya için Google, Amazon, Facebook, Microsoft, Apple kadar güçlü. Onlardan daha farklı olarak Palantir, radarın altında özel operasyonları yönetiyor.

Jacques Peretti[23]’ye ait “Başarıldı: Dünyamızı Değiştiren Gizli Anlaşmalar[24]” adlı kitaptan özetlenmiştir.

Not: İlgili kitabın çevirisi için ilgili hak satın-almaları ve çeviri finansmanını yapacak “babayiğit” kitabevi varsa benimle iletişime geçebilir.



[22] Yüzüklerin Efendisi filminin yönetmeni ile aynı ismin yazar tarafından seçilmesi ironik

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder