Başlığı
görür görmez aklınızdan geçmiştir. Evet, Atilla İlhan’ın Hangi serisi
vardı. Tekrar baskıları defalarca yapıldı. Bir çok konuyu ele aldığı o
serinin Hangi Atatürk kitabı daha sonra Ama Hangi Atatürk ismiyle Taha
Akyol’un çalışmasına ilham oldu. Şimdi bu yazının başlığı
seçerken İlhan’ın serisinden esinlendiğimi izah ederek ‘intihal’
ediyormuşum izlenimi vermeyeyim.
31 Ekim 2014 Cuma
28 Ekim 2014 Salı
Oğuzhan Yücel - Onlar; Hayallerini Satmayanlar...
İttihatçılar vardı hilal
bıyıklıydılar
Sustasına
basılmış birer çakıydılar
Mor
kumrular patlıyordu camilerden
Mavzerlerin
gözü dönmüştü
Kara
kalpaklıydılar[1]
Bir
bütünlük gösteren Türk tarihi boyunca milletimiz çeşitli devletler
kurmuşlardır. Bu devletlerin bazı nedenlerde yıkılmaya yüz tuttuğunda kendi
içinden çıkan evlatlarının üstün gayretleriyle, dünya tarihine yön verecek yeni
oluşumları kurmayı başarmıştır. Asırlarca dünyaya hükmeden Osmanlı Devleti’nin de
çöküş sürecine girmesi; aydınları, subayları ve devlet ricalini devleti
kurtarmak için bir arayış içerisine sokmuştur.
23 Ekim 2014 Perşembe
13 Ekim 2014 Pazartesi
Çağhan Sarı - Emin Sazak ve Siyasal Yaşamı
Sazak ailesinin Türk siyasetinde önemli bir yeri vardır. Milli Mücadele'ye Cumhuriyetin ilk yıllarına uzandığımızda Emin Sazak'ı, sonraki yıllarda da oğlu Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin gelmiş geçmiş en başarılı bakanlarından Gümrük ve Tekel Eski Bakanı Gün Sazak'ı görmekteyiz. Gün Sazak'ın oğlu Süleyman Servet Sazak ta babası ve dedesi gibi siyaset yaşamında rol üstlenerek 21. Dönem Eskişehir Milletvekilliği yapmıştır. Emin Sazak'ın diğer oğlu Güven Sazak'ta bilindiği üzere bir dönem Fenerbahçe Spor Kulübünün başkanlığında bulunmuştur. Ailenin büyükbabası Emin Sazak, CHP'de ve DP de milletvekilliği yapmış, ülkenin kalkınma hamlesinde aralarında Nuri Demirağ'ın da olduğu sayılı müteahhitlerden idi. Eskişehir'in Mihalıççık İlçesinden olan Sazak ailesinin Emin Sazak'ın yaşamına kısaca değinelim.
26 Eylül 2014 Cuma
Çağhan Sarı - Osmanlı Devleti’nde Hanedan Evlilikleri Üzerine Kısa Notlar
Tarih boyunca hemen her hanedan siyasi güç kazanmak için izdivaç ile bölgesindeki diğer hanedanlıklarla akrabalık kurma yolunu seçmiştir. İngilizce ‘Royal Marrige’ yani ‘Kraliyet Evliliği’ olarak literatüre giren bu husus Osmanlı Devleti’nde de bu mevcuttur. Osmanlı Devleti’nin kurulması ile gelişmesini kapsayan dönemde Anadolu Beylikleri ve Bizans İmparatorluğu arasında yaptığı evliliklerden küçük notları bu yazımızda ele alacağız. Osmanlı Devleti’nin en çok uğraştığı Karamanoğulları’ndan, akrabalık yolu ile topraklarına kattığı Germiyanoğulları'na değin uzanırken devletin kuruluş, yükselme ve duraklama dönemlerine dokunacağız.
Öncelikle Karamanoğulları ile olan münasebetle başlayalım. Yukarıda da yazıldığı üzere bir dönem Osmanlı Devleti’ne büyük sıkıntılar yaratan Karamanoğlu Beyliği ile ilk hanedanlar arası evlilik I. Murad dönemine denk gelmektedir. I. Murad, kızı Melek Hatun’u Karamanoğlu Alaeddin Ali Bey ile evlendirmiştir. Bu evliliğin Karamanoğlu Beyliği’ne fayda getirdiği açıktır. Çünkü kayınpederine düşmanlık gütmeye devam eden Alaeddin Ali Bey, I. Murad’ın üstüne yürümesi sonucu eşini devreye sokarak barış yapılmasını sağlamıştır. [1]
22 Eylül 2014 Pazartesi
Oğuz Yücel - Milletin Tanınmayan Neferi: Süleyman Askeri Bey
Bir savaşı kazanabilmeniz için güçlü bir Ordu tek başına yeterli değildir. Düşmanın kuvvet yapısı, nerede hangi düzende konuşlandığı, sahip olduğu silah, asker sayısı, eğitim durumu, disiplini, morali, komutanların şahsi özellikleri vs. hususların açılık kazanması gerekir. Aksi halde kendi savaş stratejinizi oluşturmanız zorlaşır. Bütün bunları yaparken istihbarat çalışmalarına ağırlık vermeli, aynı zamanda düşmanın istihbarat çalışmalarına karşı da tedbir almanız gerekir. Çünkü düşmanın halini öğrenmek ne kadar önemliyse, düşmanın sizin hakkınızda bilgi sahibi olmasının engellemekte o derece önemlidir.
Tarihimiz kurduğumuz pek çok devletle doludur. Fakat çeşitli sebeplerden dolayı yıkılan bu devletlerimiz yeniden kurulmuştur. Millet her yıkılıştan sonra üstün gayretleriyle küllerinden yeni doğmuş gibi yeni devletini kurmakta gecikmemiştir. Kuruluşun kahramanları olduğu gibi devletin yıkılışının da kahramanları vardır. Hatta rahmetli Nevzat Kösoğlu’nun deyişiyle; ”Çöküşün kahramanlarının hayatları daha destansı ve trajiktir”[1]Bu dönemde devletin gücünün önemli bir bölümünü elinde bulunduran Enver Paşa’nın kurduğu Teşkilat-ı Mahsûsa’nın ilk reisi Süleyman Askeri Bey’de çöküşün tanınmayan kahramanlardandır.
19 Eylül 2014 Cuma
Oğuzhan Yücel - Cumhuriyet Döneminde bir "Selçuklu" Sübaşısı: "Osman Turan"
Prof. Dr. Osman Turan
Üniversitelerimiz günümüzde akademisyen yuvası haline gelmiş bulunuyor. Bilindiği gibi hoca-akademisyen arasında bugün idrak edilmesi zor farklılıklar vardır. Tarih için söyleyebilirim ki; akademisyen tarihi vesikayı sadece üstünkörü olarak incelerken, hoca vesikanın ruhuna yönelir, vesikada yazan her ne ise onun yanında vesikayı ortaya çıkaran hangi ruh, hangi şartlar onu bulmaya çalışır.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)