Bir önceki yazımla alakalı olarak alışılmışın dışında bir mail trafiği yaşadık. Sanırım Milliyetçi Camia içerisinde bir Amerikan dizisi ile alakalı herhalde kalem oynatan yoktu. Biraz cahil cesareti ile "Taht Oyunları veyahut Game of Thrones Üzerine" yazımı kaleme almıştım. Yazımı kaleme almaktan kastım siyasi gündemden usanmışlığın ve biraz da Milliyetçi Camia'nın estetik duygusularına haiz ve bu konuda zevk sahibi olduklarını dile getirmekti. İyi ki de yazmışım. Öyle ki kendi deyimi ile "eski tüfek sosyalist" L. K.'nın kaleme aldığı mektup bir hayli ilginç. İlgili mektubu önümüzdeki günlerde kendisinin izni dahilinde yayınlayacağım.
Başka birkaç platformda da benzer konuların tartışıldığına şahit oldum. Özellikle "80 öncesi Ülkücü Hareket" mensuplarının hemen hemen hepsine saygı ve hürmette kusur etmemek için kendimizle kavga ederken, bazı turnusol kağıdı niteliğindeki hadiselerin yaşanması bazı efsane isimlerinin ne kadar isimlerinin, şanlarının ve şöhretlerinin adamı(!) oldukları konusunda bize önemli ip uçları verdi. Ziyanı yok. Biz onları eski günlerde, hatıratlarda yazdığı üzere güzel hatırlamaya devam edeceğiz ve kendilerine Kasas Suresi 55. ayetin[1] buyurduğu üzere "Selamün aleyküm" demekten geri durmayız. Bahsettiğim iki turnusol kağıdı ise "Anayasa Referandumu" ve önümüzdeki "Cumhurbaşkanlığı" seçimleri... Onlar bu şekilde hareket etmekte hiçbir beis görmediler. Mahsur bulmadılar. Çünkü kendilerini "Ülkücü Hareket" için referans bilmeleri doğaldı. Çünkü biz onlara bu hakkı verdik. Çünkü onlara "Ülkücü düşünce tarzı ve yaşam tarzının daha kalıcı örneklerini sunamadık ve maalesef bu işin felsefi alt yapısına dair herhangi bir eseri en az 20 yıldır üretemedik.