26 Temmuz 2014 Cumartesi

Çankaya Yolundaki Krizlerin Tarihi 3

6 Nisan’da yapılan oylamada AP, CHP ve CGP, Fahri Korutürk’ü aday gösterdi. Korutürk 365, Gürler – çekildiği halde- 87, Ferruh Bozbeyli 51 oy aldı. Bu sonuçlarda Korutürk Türkiye Cumhuriyeti’nin altıncı cumhurbaşkanı oldu. Tarafsız ve çatı olma konusunda yaşanmış bir örnek olması her ne kadar bugünün tartışmaları arasında görmezden gelinse de tarihçilerin ve araştırmacılarının tetkikleri Korutürk döneminin teferruatlarını ortaya koymaktadır.

25 Temmuz 2014 Cuma

Çankaya Yolundaki Krizlerin Tarihi 2

220px-Cevdet_SunayYazımızın birinci bölümünde Mustafa Kemal Atatürk, İsmet İnönü, Celal Bayar ve Cemal Gürsel’in cumhurbaşkanlığı seçimlerini ele almıştık. Bu yazıda beşinci cumhurbaşkanlığı seçimine uzanacağız. 1966 yılının başlarında Cemal Gürsel’in sağlık durumu git gide bozulmaya başladı. Rahatsızlığının düzelmemesi üzerine Amerika Birleşik Devletleri’nde tedavi edilmesi gündeme geldi. ABD Başkanlığı uçağı ile yurttan ayrıldı. İlk birkaç gün tedavinin iyi gitmesine rağmen göstergeler tersine döndü. Gürsel komaya girdi. Bu kez kendi toprağında vefat etmesi fikri kabul gördü. Gürsel ağır bir atmosferde ülkeye geri getirildi ve havalimanından ambulansla hastaneye taşındı. Artık cumhurbaşkanlık vazifesini bozulan sağlığı gerekçesiyle sürdüremeyeceği otuz sekiz imzalı bir doktor raporu ile resmileşti. Türkiye derhal cumhurbaşkanlığı seçim sürecine girdi.

24 Temmuz 2014 Perşembe

Filistin Meselesi'ne Ters Şeritten Bakışlar

Kudüs Ey Kudüs! 
Seni unutursam Ey Kudüs
Sağ elim hünerini unutsun
Eğer seni anmazsam
Kudüs'ü baş sevincimden üstün tutmazsam
Dilim damağıma yapışsın!
Mezmurlar 137

“Dost bivefa, felek birahm, devran bisukün
Dert çok, hemdert yok, düşman kavi, tali’ zebun”.
Fuzuli

Ergün Yıldırım: Bu yürüyüşün başarısı, Gazze'de bombaların durması, Filistinli çocukların İsrailli katil askerleri korkutmak için 'Recep Tayyip Erdoğan' diye bağırmaya devam etmeleridir.[9]

Nedir Filistin Meselesi? Tek başına, mücerret bir mevzii ihtilaf mı, yoksa çok daha derinlikli bir şey mi?
Öncelikle bilmek gerekir ki Filistin Meselesi çok daha büyük meseleler cümlesinin cüzünden başka bir şey değildir ve yine bilmek gerekir ki hemen hemen bütün siyasî konuların olduğu gibi bu konunun da kökleri ve çözümünün ip uçları tarihtedir. Amma bunun için de "Tarih" in yani asıl ve gerçek tarihin ise İbn Haldun'un büyük bir isabetle belirttiği gibi, eskilerin hikayelerini anlatan (esatir'ül evvelin) ve en iptidai şeklini eski Grekler'de bulan historia değil de "Tarih Felsefesi" demek olduğunu fehm ve idrak edilmesi şarttır.[8]

23 Temmuz 2014 Çarşamba

Türk Kültürü Esinli Bilim Kurgu ve Fantastik Edebiyat Neden Elzemdir?

Bir önceki yazımla alakalı olarak alışılmışın dışında bir mail trafiği yaşadık. Sanırım Milliyetçi Camia içerisinde bir Amerikan dizisi ile alakalı herhalde kalem oynatan yoktu. Biraz cahil cesareti ile "Taht Oyunları veyahut Game of Thrones Üzerine" yazımı kaleme almıştım. Yazımı kaleme almaktan kastım siyasi gündemden usanmışlığın ve biraz da Milliyetçi Camia'nın estetik duygusularına haiz ve bu konuda zevk sahibi olduklarını dile getirmekti. İyi ki de yazmışım. Öyle ki kendi deyimi ile "eski tüfek sosyalist" L. K.'nın kaleme aldığı mektup bir hayli ilginç. İlgili mektubu önümüzdeki günlerde kendisinin izni dahilinde yayınlayacağım.

Kerim Beyit

22 Temmuz 2014 Salı

Türk Ocakları Genel Başkanı Prof. Dr. Mehmet Öz'den Bir Mektup Aldık


 
Türk Ocakları'ndan Otorite Örnekleri başlıklı yazımıza cevaben Türk Ocakları Genel Başkanı Prof. Dr. Mehmet Öz'den bir mektup aldık. Öncelikle yazımızı okuduğu ve yazımızda yer alan iddiaları yanıtlaması teşekkür ediyoruz. Gönderdiği mektubu sitemizin sorumluluğu gereği okurlarımızın dikkatine sunuyoruz.


Yazıyı aynen aktarıyoruz:

13 Temmuz 2014 Pazar

Dünyaya Neden Batı Hükmediyor (Şimdilik)



Kemirgenlerden Sömürgenlere İnsanlık Tarihi ve İnsanın Hikayesi'nden sonra bu tarzda okuduğum 3. kitap. Ne kadar başarılı olacağımı bilemeden bu 820 sayfalık kitabı özetlemeye çalışacağım.

Ian Morris kitabında, tarihi ele alma zamanını çok öncelere götürerek olayı homo habilis'e kadar götürüyor ama genel olarak ele aldığı zaman aralığı gerçek anlamdaki son buzul çağı bitişi olan MÖ 12000 ile günümüz dünyası. Kitabın başlangıç bölümlerinde henüz doğu-batı ayrımı yapılmadan ilk insanların hayata tutunuşları ve varlıklarını sürdürebilmek için neler yaptığından bahsediyor. İlerleyen sayfalarda Afrika'dan çıkıp Avrasya boyunca yayılmış insanların yerleştiği ilk bölgeyi bizim (en azından benim) bildiğimiz Mezopotampa bölgesinde biraz daya yukarı çıkarıp bizim Güneydoğu Anadolu, Suriye'nin güneybatısı ve İran'ın güneydoğusu arasındaki üçgensel bölgeye yerleştiriyor. (Kitap'taki adı ile Hilly Flanks: http://en.wikipedia.org/wiki/Hilly_Flanks) Ve batı uygarlığının başlangıç noktasını da bu bölge olarak konumluyor. Tahmin edilebileceği gibi doğunun başlangıcı da (ve batının zaman içinde değişen merkezlerinden farklı olarak taih boyunca neredeyse hiç değişmeyecek şekilde) Çin bölgesi oluyor.

11 Temmuz 2014 Cuma

Soykırım Kabul Edilen ama Sorumlusu İlan Edilmeyen Vahşet

Evet. Srebrenitsa’yı kastediyoruz. İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra Avrupa’nın gördüğü en büyük katliam olan Srebrenitsa. Lahey Adalet Divanı’nın soykırım olarak tanıdığı ama sorumlusu olarak Sırbistan’ı görmediği Srebrenitsa. Suç şahıslarındır devletlerin değil ilkesinin uydurulduğu Srebrenitsa.