Bölüm 6. 2. 2. Rusya Federasyonu’nun Enerji StratejisiRusya’nın 2003 yılında son halini alan ”2020’ye Rus Enerji Stratejisi”
[1] başlıklı belgesine kadar tutarlı, etkin ve dış politika aracı olarak kullanabilecek bir enerji politikası olduğundan bahsedilemez. İç ve dış siyasal ortamın da bu döneme kadar bu türde bir aracın oluşmasına ve kullanılmasına izin vermediği de söylenebilir. Bu döneme kadar Rusya’da enerji politikası devletin dışında ama aralarında devletin de yer aldığı çeşitli aktörlerce belirlenmiştir. Merkezi bir planlama ve kontrol söz konusu olmamıştır. Bunda Sovyet sonrası dönemin özelleştirme politikaları
[2] çerçevesinde petrol endüstrisinin özelleştirilerek çok başlıklı bir yapıya kavuşturulmuş olması etkendir.
Bu bağlamda bölgesel düzeyde belirlenen 11 ayrı şirkete devredilen yapı, merkezi hükümetin kontrolü dışında kalmıştır. Bu dönem enerji şirketlerinin yöneticilerinin, hazineye para aktaran en önemli unsurların yöneticileri olarak hükümet düzeyinde karar alma süreçlerini etkiledikleri hatta belirleyici oldukları bir dönemdir. Rusya içinde yaşanan mücadeleler, merkezi devletin etkinliğini yitirmesi, Yeltsin’in etkinlik sağlayamaması bunun neden/sonuçlarıdır.
[3] Yeltsin’in şok tedavi yöntemi (hızlı özelleştirme), yerel yöneticilerin yeni burjuvaziye dönüştüğü, doğal kaynakların yağmalandığı ve milli servetin belirli ellerde yoğunlaştığı, ücretlerin sabit kalıp, fiyatların alabildiğine arttığı ve üretimin adeta durduğu bir ekonomik çöküşü beraberinde getirmiştir. 1998 yılında Rusya’da yaşanan ekonomik kriz ile Rusya’nın borçlarını ödeyemez duruma düşmesi, çöküşün dip noktasını oluşturmuş ve kriz,Yeltsin’in 1999 sonunda istifa etmesine neden olmuştur.
[4]