8 Mart 2014 Cumartesi

Bu Kaotik Durum Karşısında Milliyetçi Duruşun Getirdiği Davranış Modeli

Üstnot: Yayınlanan bir önceki yazı ile peşpeşe okunması tavsiye olunur.

“İmanımdan sonra inancım devletim, tarih boyu bu kadar küçük düşürüldün mü sen?” diye bugünlerde kendime sık sık sorar oldum. Galiba cevabını kendi kendime dahi söylemeye korkar bir psikoloji içerisindeyim ki devamını getirmek konusunda mütereddit bir tavır çiziyorum. İktidar Partisi'nin kendinden olmayanın yaşam haklarını sınırlayıcı tavırlarından özellikle memuriyet ve iş hayatı politikalarından rahatsız biri olarak yine de bir burukluk yaşamıyor değilim. Bunun sebebi hasleten dış basında vuku bulan bizim iç haberlerimiz. 

6 Mart 2014 Perşembe

Faili Meçhul Fitne Politiği

"Bir kavim kendi nefsini değiştirmedikçe
Allah onların durumunu değiştirmez"
[Ra'd: XIII/11: “İnna'llahe lâyuğayyiru mâ 
bi-qavmin hattâ yuğayyirû mâ bi-enfüsihim"]


Çok zaman değil bir iki hafta önce akşam saatlerinde kitap okuduğum sakin saatlerde bir çay arası vermiştim. Haberlere bakmak maksatlı internete girmiştim ki bir fırtınanın koptuğuna tanıklık ettim. “başçalan” takma adı kullanan bir tivitter hesabından Başbakan’ın oğlu Bilal Erdoğan ile diyalogları ile yayınlanıyordu. Bundan tam bir hafta önce gerçek kişi olduğuna pek inanmadığım “fuatavni” takma adlı bir hesaptan rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu’nun şehid edilmesi ile alakalı olarak bazı iddialar paylaşmıştı ki bunların birçoğu şahsi kanaatim suikastin Başbakan’ın bilgisi dâhilinde gerçekleştiğini ima ediyordu. Bu arada verilen fetvaları[1] da ayrıca hatırlatmak isterim.

Sosyal medyanın bir silah olarak kullanıma ilişkin daha önce birkaç yazımda ismini anmış olduğum “Netwar[2] adında yeni bir operasyon metodunu ortaya atan John Arquilla’nın oluşturduğu fitne tohumları kimi ellerce yeşertildi ve meyvelerini vermeye başladı. Ne hikmetse ilk ürünler ise “Bereketli Hilal[3]” denilen coğrafyanın da içerisinde bulunduğu “Ortadoğu”da ortaya çıktı. Görüyorum ki birileri Türkiye’deki iktidarı ya gerçekten değiştirmek istiyor, ya da belli bir kemikleşmiş kadrosu ve tabanı olmayan Türkiye’nin iktidar partisinin seçmen kadrosunu marjinalleştirerek ve radikallik oranını arttırarak daha da kemikleşmiş bir iktidar potansiyeli oluşturmak istiyor.

Durmuş Hocaoğlu Dizisi’nin İlk Kitabı Okurlarını Bekliyor

KOCAV Yayıncılık, Kültür Ocağı Vakfı’na gönül veren hocalarımızdan rahmetli Durmuş Hocaoğlu’nun “Laisizm’den Milli Sekülerizm’e” adlı kitabını yayımladı. Daha önce Selçuk Yayıncılık tarafından basılan kitap, KOCAV Yayıncılık bünyesinde yeniden yayına hazırlandı. KOCAV Yayıncılık’ın beşinci kitap olan bu kitap aynı zamanda Durmuş Hocaoğlu Dizisi olarak devam edecek kitapların ilki olma özelliğini de taşımaktadır.

31 Ocak 2014 Cuma

Unutulacaksın Mehmed'im


Durmuş Hocaoğlu’ndan tarafından yazılmış gidişat hakkında şiddetli bir uyarıyı benim eklediğim "Unutulacaksın Mehmed'im" ekleri ile metni aşağıda bulabilirsiniz:

Eğer bu alçak manevra tutarsa, unutulacaksın Mehmed'im;

29 Ocak 2014 Çarşamba

Durmuş Hocaoğlu'na "Sagu"

Durmuş Hocaoğlu

"Kıyamet gününde âlimlerin mürekkebi ile şehitlerin kanı tartılır, âlimlerin mürekkebi şehitlerin kanından ağır gelir." - Hadis-i Şerif 

28 Ocak 2014 Salı

Ülkücü Kardeşlerinden MHP'lilere Manifesto

Çinlinin tatlı sözüne, yumuşak ipeğine aldanıp, 
Türk Milleti, çok çok öldün! 
Böyle giderse, daha da öleceksin!...
- Orhun Yazıtları

Değerli Ağabeylerim, Kıymetli Büyüklerim;

Bilirim ki beni çok toy, çok tecrübesiz görürsünüz. Hakkınızın olmadığı yerler de yok değildir. Biraz haytalık yanımız da yok da değil hani. Kanımız kaynar, memleket adına bir an evvel bir şeyler yapmak isteriz karınca kararınca...

27 Ocak 2014 Pazartesi

Türk Ocağı Durmuş Hocaoğlu Anma Konuşması v1.2


Üst not: İlk versiyondaki metin konuşma hazırlarken kullanmış metin olduğumdan ötürü; dipnotlar konulmamış ve yazı düzenine riayet edilmemiştir. Bu nedenle bazı ufak eklemeler yaparak versiyon 1, tashih edilerek versiyon 1.1 olarak gözden geçirilmiş ve gerekli düzeltmeler yapılmıştır. Versiyon 1.2'de ise metne müdahale edilmedi. Noktalama işaretleri ve paragrafların ihtivası gözden geçirildi.

 Eğer halen bazı eksiklikler ve hatalar var ise, bu metnin; Durmuş Hocaoğlu tarafından kaleme alınmamış olmasından ötürüdür.

Affola...

Konuşma Metni:

Yer: İstanbul, Çemberlitaş
Tarih: 27.01.2014, Pazar
Öncelikle hepiniz hoş geldiniz.

Geçtiğimiz haftalarda bugün idrak etmiş olduğumuz “Milliyetçi Fikir Sempozyum Serisi”nin ilkinde konuşmak Barış Onur SARGIN beyefendinin Kültür Ocağı Vakfı’na (KOCAV) götürdüğü teklif üzerine vakıf yetkilim İbrahim BİZ beni aradı ve Türk Ocağı’nda bugün, burada ve bu konuşmayı yapmamı talep etti. Açıkçası konuşma yapmayı hiç düşünmeden kabul ettim. Bunda Türk Ocağı’nın isminin ve Hocam ile alakalı gerek anıları ve gerekse kendi dilinden “Durmuş Hocaoğlu” düşüncelerini paylaşacak olmanın etkisi büyüktü.

Konuşmaya Üsküdar Çevresi internet sitesinin (www.uskudarcevresi.com) manifestosunda da yer alan birazdan okuyacak olduğum metin ile başlamak istiyorum. [1]