Aslında bu yaklaşıma Gandist demek bile yanlış olacaktır çünkü bilindiği üzere Gandi halkını sokaklara döker ve sivil itaatsizliğe teşvik ederdi. Örneğin sokaklarda onbinlerce kişiyi oturturdu ve ne olursa olsun kalkmayacaksınız derdi. Ama sonuçta sokaklardaydılar...Ülkücü hareket bunu bile yapmıyor.
Bu nedenle bu yaklaşıma “Hristiyan” yaklaşım demek daha doğru olacaktır. Hristiyan derken kastettiğim “sana vurana öbür yanağını çevir” anlayışıdır. Yoksa insanların inancına, vicdanına veya inançsızlığına karışanlardan değilim...Bu noktada bu yaklaşımı sadece genel merkeze ait olarak görmemek gerekir. Türk milliyetçileri içinde ciddi bir çoğunluk bu Gandist, pasifist ve Hristiyan yaklaşımı savunmaktadır. Bu kesimi oluşturanların büyük çoğunluğu Türkeş’i “gördükleri” için”sahabe”lerden oluşmaktadır. Doğal olarak da emekli ve yaşlı bir nesildir bu nesil. Bu nedenle ben bu nesle “baby boomer sahabe nesli” diyorum. "Sahabe" nesli tanımını bir arkadaştan duydum ve sevdim. “Baby boomer ülkücüler” deyiminin patenti ise bana aittir. Bilindiği üzere baby boomerlar Amerika’da 1946-1964 yılları arasında doğan ünlü nesildir. Ortalama olarak, bizimkilerden 5-6 yaş büyükler o kadar.
Bu “sahabe nesli” demokratik protestoları savunan, enerjilerini ve mücadele aşkını yitirmeyen “delikanlı” arkadaşlarını ve gençleri “şiddet yanlısı” olarak suçlamaktadır. Bu ötekileştirme, böyle giderse eninde sonunda hareket içinde bir kırılma yaratacaktır. Zaten yaratmıştır da...
Görünen o ki bu kırılmadan bu Gandist, pasifist ve Hristiyan yaklaşım galip çıkacatır.
Tabii ki yönetim değişmezse...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder